1996'da astronomlar sıra dışı bir şey yapmaya çalıştılar. Çok büyük bir kaynak israfı olabileceğine rağmen Hubble uzay teleskobunu; gökyüzünün, hiçbir yıldız bulunmayan simsiyah minik bir noktasına çevirdiler. Alınan görüntünün gözle görüldüğü gibi siyah ve boş olma ihtimali vardı. Hubble teleskobu 10 gün boyunca çalıştı ve fotonlar 13 trilyon yıllık seyahatlarine insanlığın en güçlü teleskobunda son verdiler.
Gözle gördüğümüz kendi galaksimizdeki yıldızların arasında kalan bu siyah noktadan görülen şeyler inanılmazdı. Gökyüzünün bu minik noktasında her biri trilyonlarca yıldız içeren 3.000'den fazla galaksi vardı. Hubble teleskobu aynı şeyi 2004 yılında bir daha yaptı ve evrenin görebildiğimiz en uzak noktası ile birlikte 10.000'den fazla galaksiyi görüntüledi. Evrende 100 trilyondan fazla galaksi var... Fakat sadece bu sayıları söyleyerek veya başka bir şekilde insan beyninin evrenin büyüklüğünü kavrayabilmesi mümkün değil.
Oturduğunuz evin ve yaşadığınız yerdeki bir dağın büyüklüğünü hayal edebilirsiniz. Peki, beyniniz Dünya'nın büyüklüğünü göz önüne getirip anlayabilir mi? Belki bir nebze, fakat Dünya'nın 1.3 milyon katı büyüklüğündeki Güneş'in büyüklüğünü kavrabilir misiniz? Güneş'in 8 trilyon katı büyüklüğündeki VY Canis Majoris yıldızının büyüklüğünü insan beyni anlamlandırabilir mi?
Aynı şey, yanında büyüklüklerin önemini yitirdiği evrendeki uzaklıklar için de geçerli. Oturduğunuz odanın bir ucundan diğer ucu arasındaki mesafeyi gözünüzün önüne getirebilirsiniz. Evinizden her gün gittiğiniz iş yeri veya okulunuz arasındaki yolun uzunluğunu da anlayabilirsiniz. Buna karşın Dünya'dan 400.000 kilometre uzaklıktaki Ay'ın ne kadar uzakta olduğunu kavrayabilir misiniz? Peki beyniniz, 13 trilyon ışık yılı uzaklıktaki bilinen en uzak galaksi ile dünya arasındaki mesafeyi anlayabilir mi? (1 ışık yılı: Saniyede 300.000 kilometre yol kateden ışığın 1 yılda aldığı yol)
İnsan beyninin zaman algısı ile evrendeki zaman olgusu arasındaki farktan da başka zaman bahsederim.
Umarım bu yazıyı okurken, benim hazırlarken aldığım kadar zevk almışsınızdır. Astronomi ile ilgili gönderiler hazırlamayı sevdiğimi biliyorsunuz. Son zamanlarda bloguma yazı hazırlayacak zaman bulmakta güçlük çekiyorum (iPhone 4g ile ilgili bir yazı bile hazırlayamadım) fakat nitelikli yazılar hazırlamaya çalışacağım. Görüşmek üzere...
çok güzel bir yazı olmuş. emeğine sağlık. hakkaten bazen insan böyle şeyleri düşününce beyninin biryerden sonra algılayamadığını hissediyor.
Evrenin sürekli genişlediğinden bahsetmek mümkün, sınırı olmadığından da.. peki ya ötesi ? ya paralel evrenler ? 11 sayısı telafuz ediliyor ve bunu bir Türk dile getirdi, "11 paralel evren" ! evren için neredeyse bir hiç olan, sırasıyla andromeda -samanyolu-, güneş sistemi, dünya ve biz.. belki imkansız değil ama hiç kolay da gözükmüyor içinde yaşadığımız bu boşluğu tanımalamak..
yazılarını takip ediyorum Erman, yıllardır olduğu gibi (: Buzz sağolsun, daha da kolaylaştı insanlara ulaşmak.. Yazmaya devam ^^ (isimsiz yorum)
çok beğenerek okudum..bu arada blogunla ilgili biraz daha fazla yazmalısın ve şu film ve dizilerden biraz uzak yazarsan sevinirim.film ve dizi yazıların pek takip edilmiyor sanırım.yeni oyununda bitmedi gitti :D
Film dizilerde iyi oluyor :) yazı mükkemmeldi.
Yorum Gönder